SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 126 >>

DEVAM: 51. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’in Abdest Alış Şekli

 

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ الْمُفَضَّلِ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عَقِيلٍ عَنْ الرُّبَيِّعِ بِنْتِ مُعَوِّذٍ ابْنِ عَفْرَاءَ قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَأْتِينَا فَحَدَّثَتْنَا أَنَّهُ قَالَ اسْكُبِي لِي وَضُوءًا فَذَكَرَتْ وُضُوءَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَتْ فِيهِ فَغَسَلَ كَفَّيْهِ ثَلَاثًا وَوَضَّأَ وَجْهَهُ ثَلَاثًا وَمَضْمَضَ وَاسْتَنْشَقَ مَرَّةً وَوَضَّأَ يَدَيْهِ ثَلَاثًا ثَلَاثًا وَمَسَحَ بِرَأْسِهِ مَرَّتَيْنِ بِمُؤَخَّرِ رَأْسِهِ ثُمَّ بِمُقَدَّمِهِ وَبِأُذُنَيْهِ كِلْتَيْهِمَا ظُهُورِهِمَا وَبُطُونِهِمَا وَوَضَّأَ رِجْلَيْهِ ثَلَاثًا ثَلَاثًا   قَالَ أَبُو دَاوُد وَهَذَا مَعْنَى حَدِيثِ مُسَدَّدٍ

 

er-Rubeyyi’ binti Muavviz b. Afra şöyle demiştir; "Rasuluilah (sallallahu aleyhi ve sellem) (zaman zaman) bize gelirdi." (Abdullah b, Muhammed der ki:) er-Rubeyyi' Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in ona; "Bana abdest suyunu döker misin?" dediğini bildirdi. Sonra da Rubeyyi Rasulullah (s.a.v.)'in nasıl abdest aldığını anlattı ve şöyle dedi: "Ellerini ve yüzünü üçer defa yıkadı, ağzına ve burnuna birer kare su verdi. Üçer kere de elleriyle beraber kollarını yıkadı, (birincisinde) arkadan ön'e, ikincisinde önden arkaya olmak üzere başını iki kere mesh etti. Hem içi hem de dışı olmak üzere kulaklarını mesnetti. Ve (nihayet) ayaklarını üçer kere yıkadı."

 

Ebu Davud dedi ki: Bu, Müsedded'in rivayet ettiği hadisin manasıdır, (lafızları değil).

 

 

Diğer tahric. İbn Mace, tahare; Tirmizî, tahare

 

AÇIKLAMA:     Bu hadis'te ellerin ve yüzün üçer kere yıkandığı halde ağız ve burnun birer  kere ve yüzden sonra yıkandığı zikredilmektedir ki: 121 nolu hadiste geçtiği üzere bu caizdir, er-Rubeyyi' bu rivayetinde Rasulullah (s.a.v.)'in başını iki kere meshettiğinden söz etmektedir. Anlaşılan şu ki, Rubeyyf elini başının ön tarafından arka tarafına doğru çekişini ayrı bir mesh, arkadan öne doğru çekişini de ayrı bir mesh saymıştır. Oysa aslında bu hareketlerin ikisi birden bir mesh sayılır. Bu Hadiste dikkati çeken diğer bir husus ta başın arkadan öne doğru meshedilmesidir. Aslında bu mesh ediş tarzı, meshin baş'ın ön tarafından başlanarak arkaya doğru yapılacağını ifade eden sahih hadislere ters düşmektedir.

 

Bazıları bu hadise bakarak, bazan meshin bu şekilde arkadan öne doğru yapılmasının caiz olduğunu bu Hadisin bu cevazı bildirmek için geldiğini söylemişlerdir. Hafız Suyuti ise: "Bu Hadis, "baş arkadan öne doğru meshedilir" diyenlerin delilidir" demiştir.

 

İbn Arabi ise bu görüşü reddederek: "Bu iddia ravilerden birinin "muahhar" ve "mukaddem" kelimelerine elini başın arka tarafından önüne, sonra da ön taralından arka tarafına doğru çekerek meshetti diye yanlış mana vermesinden ileri gelmiştir" demiştir. Doğrusu ise, "elini önce başının ön tarafına koyup arkaya doğru kaydırmış, sonrada öne doğru kaydırarak başlangıç noktasına getirmiştir" şeklindedir. Cümhur'u ulema'nın görüşü de budur.

 

Şevkani ise, bu hadisi açıklarken; "Rasulullah (s.a.v.)'ın bu fiili yapması böyle de olabileceğini göstermek hikmetine mebnidir. Aslında Rasulullah (s.a.v.) ekseriyetle başını meshederken meshe başın ön tarafından başlamıştır. Rasulullah'm devamlı yaptığı işi örnek almak ise, daha faziletlidir" diyor.